8 Ekim 2010 Cuma

07 - DUYGULAR HAYATIN PATRONUDUR


Hayatımıza arzu ettiğimiz şeyi çekebilmek için OLUMLU düşüncelerin OLUMLU duygularla bütünleşmesi gerekir. Yani duygular ve düşünceler birlikte hareket etmelidir Bütün bunlar iyi hoş ama, duygularımızı böyle birdenbire tam tersine çevirebilmek, hop diye üzüntü ve sıkıntıdan sevinç haline geçebilmek nasıl m...ümkün olacak?


İşte asıl SIR, ya da işin püf noktası burada...


Duygularımız, düşüncelerimizin uzantısıdır. Bir olay hakkında olumsuz duygulara sahipsek, muhakkak o olay hakkında olumsuz düşüncelerimiz vardır.


Örneğin işimiz hakkında sebebini bilmediğimiz bir endişe ya da huzursuzluk duyuyorsak ama bunun ardında mantıklı bir sebep yok ise, muhakkak farkında olmadan bir şeylerin kötü gitmesi gerektiğine dair düşüncelerimiz vardır.


Düşünceler ise ne yazık ki analitik zihnimize ulaşana kadar BİLİNÇALTImızda şekillenirler. Daha doğrusu, düşüncelerimizin ana kaynağı, bilinçaltımızda bulunan inanç kalıplarıdır. Üstelik bu inanç kalıpları her zaman mantıklı olmak zorunda değildir.


Bazıları 0 ila 5 yaş aralığında henüz mantığımız oluşmamışken bilinçaltımıza büyüklerimiz tarafından yazılıvermişlerdir.


Bazıları hayatımızda sürekli tekrar edip duran olumsuz olayların sonucunda biz farkında olmadan oluşmuştur.


6 Ekim 2010 Çarşamba

06 - Gidene Dur Deme

 
Bil ki kimse için üzülmeye değmez !
 
 
Ve unutma,
 
 
Seni senden başka kimse üzemez..
 
[Nietzsche]

05 - Dünya Alıştırma Kitabındır


Sana hiçbir dilek verilmemiştir ki , onu gerçekleştirecek olan güç de birlikte verilmemiş olsun. Ancak bunu elde etmek için çalışman gerekebilir.



Dünya alıştırma kitabındır,Üzerinde işlemlerini yaparsın. Gerçek değildir , ama istersen orada da gerçekliği ifade edebilirsin.



Aynı zamanda saçma şeyleri, yalanları da yazabilirs...in, ya da sayfaları parçalayabilirsin.’’‘’



Yaşamındaki her insan ve bütün olaylar sen oraya çizdiğin için ordadırlar. Onlarla ne yapmak istediğin sana kalmıştır.’’

 

Richard Bach

04 - Kusursuzluğu Değil Başarıyı Hedefleyin


Hata yapma hakkınızdan hiçbir zaman vazgeçmeyin.



Yoksa yeni şeyler öğrenme ve hayatta daha ileri gitme yeteneğinizi kaybedersiniz.


03 - Kapalı Kapılar Var Hayatımızda


Nicedir açmadığımız, bilerek kapattığımız, üstüne kör bir kilit vurduğumuz kapılar…
Bazen açmaya korktuğumuz, bazen ardındakilerle yüzleşmekten çekindiğimiz kapılar…
 

Eski bir dostluk bazen, eskiden yapıp ettiklerimiz bazen… Eski “biz”, eskimeyen izlerimiz.
Kapıların ardında kalan... Hayatımızdan uzak durmasını istediklerimiz.
 

Cesaretimizdir bu bazen, bazen yenilgimiz. Bazen hayretimiz, bazen isteklerimiz.
Ne çok kapıyı kapattık dostlar, ne çok kapı kapandı yüzümüze...
 

Nasıl kapılar açıldı, kapattıklarımızın yerine…
Masumiyeti, insafı kapatan insanlar gördüm, üzerlerine kör bir kilit taktıklarını... Anahtarlarını da dipsiz kuyuya attıklarını...
 

Nice erdemin üzerine kapatılan kapıların yerine, ardına kadar zevk-ü sefanın ışıltılı kapılarının açıldığına şahit oldu bu yeryüzü… Kendisini sevenlerin üzerine kapılar çarptı yeryüzünde kimileri...
 

Kimileri kendini gelip geçici “dünya” ya kapattı…
Dünya, sadece kendisi için yaşayanlara en büyük kapalı kapı oldu. Kapattık bazı kapıları dostlar!
Kör bir kilit vurduk üzerlerine…
 

Şimdi açılırlar mı yeniden, en tılsımlı sözleri söylesek?
Yahut yeni kapılar açsak, kaybettiklerimizin peşine düşsek… Kör kilitli kapıları açmak gerek dostlar!
Biraz cesaret gerek belki…
 

Gerçeklerle yüzleşmeye cesaret,
gerçekleri kabullenmeye cesaret...
Ve gayret ve gayret!


02 - Tartışmalara Son Verecek Sihirli Bir SÖZ


Tartışmalara son verecek, hastalıklı duygulardan kurtulmanızı sağlayacak, şansınızı döndürecek ve herkesin sizi dikkatle dinlemesini sağlayacak sihirli bir söz öğrenmek istemez miydiniz?
 

İstediniz değil mi?


 
Tamam ozaman. İşte size sihirli bir söz.



*Sizi duygularınızdan ötürü asla suçlamıyorum. Sizin yerinizde olsam, kuşkusuz... bende sizin gibi hissederdim.*

 
Dale Carnegıe

5 Ekim 2010 Salı

01 - Beni Sende Yaşattığın İçin EYVALLAH


Hiçbir filiz kendi gölgesinden öte bir yerde ölümü tatmamıştır..”
Ey gözlerime bahşedilmiş mucize,
Ey yüreğime hediye edilmiş Cennet kokusu,
Ey nefesime serpiştirilmiş bir yudum taze hayat,


Kan ter içinde susuz dudaklarıyla ve semâya dönen dualarıyla “ bir avuç deryâ’yı “ dileyen bir Haziran Cumartesi vaktinden düşüyorum sen kokan bu satırları..Vaveylâ eden bir öğle saatinde bulunduğun yerin deli rüzgarlarında düşlüyorum seni.. Deli esen rüzgara inat başını eğmeyen gözlerine baka baka seni sevdiğimi haykırıyorum dua dua.... Kulağımda yankılan Cennet şarkılarıyla yeniden huzuru doldururken seni çekiyorum içime..


Toprak kokan benliğimle deniz kokan türkülerin söylendiği yüreğine akıyorum.. Sen mavi bir deryâ, ben sana kavuşmayı arzulayan - ruhi haliyle- Leylâ.. Sana gelen yollarıma sunulmuş tüm engelleri teker teker aşarak sana koşuyorum. Yüreğimde toprak kokusu, yüreğimde sana bir an evvel kavuşma çoşkusu..Hadi sevgiliKapılarını, perdelerini sonuna kadar arala.. Mevcudiyetinin ve geleceğinin tek idamesi / gayesi koca yürekli “ umut “ sayfalarına bir “ Elif “ miktarı “gül”ümse olmaya geliyorum..


Heybemde yetiştirirken her nefesine bir “ Elif “ miktarı huzuru kattığım birkaç sevda gülü ve nefesimde Cennet tahayyülü ile sana koşmaktayım..Yıllarca sana sakladığım yüreğimi benden emin olana “ sana “ katmaya geliyorum.. Yollarım sana, menzilim sana..Kan ter içinde kalan Haziran ayının aksine ben “ senin gözlerinde “ yaşlanmayı diliyorum.


Senin mevcudiyetine idrakim tamamdır artık.. Gayri benliğim senin varlığında sonlansın sevgilim…Çünkü biz bir mucizenin gerçeğe en yakın halinde sevdik birbirimizi.. Biz ki; dallarında bir “ Elif “ miktarı huzur, köklerindeki taze umutları taşıyan gül-i râna’nın sevdaya sunulan bir avuç mutluluğuyuz..


Tedavülü çoktan kalkmış bir ömrün peyderpey yeniden yaşatılması değil bizim sevdamız. Bitkisel hayatta yaşayan bir bedene yeniden ömür biçmek degil yaşadıklarımız.. Ayrı gökyüzüne aynı gözle bakan bir sevdanın en yalın haliyiz.. Tümceleri sevda ile nakış edilmiş cümlenin içinde yüreği Cennet kokan bir özneyle ile bir yüklemiz..


Biz ki toprağın suya hasret kaldığı zaman diliminde gökten düşen - bir “ Elif “ miktarı “gül”ümse’yiz.. Şimdi sevme zamanı.. Şimdi kavuşma zamanı..Gökten inen nurun toprakla kavuşmasında temaşa edilen mucizenin kelimelere dökülen haliyiz biz.. Sen ve ben bir’iz..Sen ve ben hep biziz.. Biz ki ;bir “ Elif “ miktarı huzuruz yetim ceylanlara hediye edilen.. Biz ki; taze gülüz nadasa bırakılmış topraklarda yeniden yeşeren.. Ve biz ki, birbirimizin kaderine yazılmış bir ömürlük sevdayız yıllarca kıyıda köşede delice beklenilen…


Nefesindeki hayatla soluklandığım saklı sevdam,
Sevda mucizesinin yeniden tezahür ettiği gözlerine yaşat beni.. Sonra da yeşil Cennetindeki gonca güllerinle sar beni…Hadi sevgili durma öyle.. Mavi bilyelerin cam soğukluğunda üşüyen yüreğimi sıcak şefkatinle kundakla. Üzerinde ütüsüz gömleği bir de yamalı pantolonu ile sana koşan bu adamı ilkokul cağındaki örgülü saçlarıyla siyah- beyaz fotoğraflara bile renk katan yaşı küçük ama yüreği büyük o kahve gözlü kızın yüreğine al..Gözlerinde her gün tekrarlanan bayram sabahlarının güzelliğine kat beni..


Baktığın her gökyüzünde benim gülen yüzümü görebilecek kadar benimse beni..Bir an tıkanan hayatın içinde anlamını idrak edemediğimiz ama onsuz mevcudiyetimizi idame ettiremediğimiz nefesinle sev beni.. İçine çek beni.. Taaa ciğerlerine doldur beni. Uzaklığımı unut, nefesime sokul.. Şah damarlarımdan bir an bile ayrılma sevgili.. Yoğunluktan bitap düşen yüreğimi nefesinle tazelendir.. Hadi el gibi sevgili durma yanımda . Ne olursa olsun yaşat beni yaşadığın sevdanın en yalın zamanında.. Kapı zile basan kişinin aşikâr olmasına inat sen hep benden başka her şeyi unutacak kadar sev beni..


Hadi sevgili.. Bu Cumartesi bana memleketinden güneşler topla heybene..Biraz da deli esen rüzgardan doldur eteklerine..Bana gelirken toz toprak koksun yüreğin… Ellerin ise huzur… Şimdi seni bekliyorum aynı gökyüzünün altında. Sana kanatlanmak üzereyim.. Hicretim sana.. Yollarım sana… Menzilim sanadır..


Unutmadan sevgili.. Gözlerimi kapattım.. Hani her zaman sana dediğim gibi” bir gün gözlerine bir şey olur da bir göz gerekirse karanlıklarına.. İşte bak yine gözlerimi sana verdim.. Kapattım ışıklarımı.. Annemin tülbentiyle perdeledim güneşi.. Sağım- solum karanlık mı sanıyorsun şimdi.. Tut ellerimi şimdi.. Gözlerin ışığım, adımların adımlarım olsun…Hadi gözlerimi kapattım ve kulağımda Cennet şarkılarıyla çoşarken kulağına fısıldıyorum sevgili…


“ Senden başka her şeyi unutacak kadar seviyorum seni ..."
Hep bir “ Elif “ miktarı “gül”ümse ne olur…
Çünkü; gülmek sana yakışıyor.....


Gülümse ne olur…
Gülümsediğin,
Bende yaşadığın,


Beni “ sende “ yaşattığın için
“ Eyvallah sevgili eyvallah….”