5 Haziran 2012 Salı
Hayat düşündüğünüz kadar yakışıklı değildir.
Her bakışında muhakkak birini görmüş ve öldürmüştür... Hayat dediğin, insanı en can alıcı noktasından tutar ve yutar. Hayat dediğin, insanı en kan emici yerinde neşteri vurur, koparır ve dışarı kusar. Bir kere çıkarsız olmalı hayat dediğin, beklentisiz olmalı. İnsan parçalarıyız, hepimiz doğduğumuzda miniktik bebektik. Hayatın bizi sevmesi için değil, bizim onu sevdiğimiz için sevmeye devam ettirmeliyiz hayat'larımızı. "hayat paylaşınca güzel" diyordu sertap adında bir şarkıcı. Umudumuz olmalı sevdiklerimiz olmalı elbet ama paylaştığımızda rahatsız ediyorsa kendimizi, karşımızdakinin zarif yüreğini incitmeden, kırmadan ve sevgimizle boğmadan sevebilmeliyiz. Sevdiğin insanın gülüşlerine şahit olurken, havayi fişek gösterilerini izler gibi izlemelisiniz onu. Ağzınız açık kalmalı, dudaklarınızdan dökülebilecek SENİ SEVİYORUM'ları duymasını bekler çünki karşınızdaki. Bu yazıyı okuyanlar umutlu insanlardır. Aşk'a başlayan her insan gibi "mutlu" olun... Sağlığınıza emanet kalın :)
Hasan IŞIK
Hasan IŞIK
3 Haziran 2012 Pazar
KARDEŞİM ENGİN MERCAN...
Baktığın zaman sadece dinginlik veren ENGİN bir SU,
ama içine daldığında seni hayrete düşüren müthiş bir zenginlik.
31 Mayıs 2012 Perşembe
"ÖN - SÖZ"
Fidye için kaçırılan sahte gülüşler de vardı, gözyaşlarınla yırtılan yanaklarında... Belki de canımı hiç yakmamıştı bu kadar. Rehin bıraktım bekleyişlerimi, Textile. Sarmaş dolaş yürür bedenlerimiz, güneşini uçurtma yaptığımız sahil kıyılarında… Kalbine, yırtık bir ayrılığı azmettirdin. Bu mahkemeler kurtarmaz seni textile… Bu kararlar öldürmez seni, benim seni terk ettiğim kadar… Öyle bir gittik ki; söylesene Ayrılık kimdi? Eşkıya bile olamadık ikimizde… İkimizin de bir bekleyeni vardı. Ömrümüze ömür ekleyeni vardı. Sen hayatımın en son sayfasını oku, Ben hayatının ön-söz’üydüm nasıl olsa…
Hasan IŞIK
Hasan IŞIK
15 Nisan 2012 Pazar
PAPATYALARI SEVELİM...
Hani o hiç düşünmeden ayaklarımızın altında ezdiğimiz, bazen fark bile etmediğimiz güzel papatyalar varya...
Aslında onlar okadar narin bir çiçekmiş ki. Evimde beslerken çok daha iyi anladım...
Öyle ince ve narin bir bitki ki o; belki de gülden, sümbülden, nergisten daha hassas bence...
Bir dal üzerinde birçok dal şeklinde büyüyor ve papatyanın bir tekinin boynu kırılınca, yavaş yavaş tüm dalları ve kökünü çürütüyor :(
Bizim vermediğimiz değeri kendi dalı vererek; dalın kökü tıpkı çocukları gibi üzerinde taşıdığı çiçeklerden birinin canı için kendi canını verebiliyor...
Papatyaları sevelim...
(Bu hikaye sadece papatya değil, bir hayat hikayesidir...
Thetis Eyirhab
Aslında onlar okadar narin bir çiçekmiş ki. Evimde beslerken çok daha iyi anladım...
Öyle ince ve narin bir bitki ki o; belki de gülden, sümbülden, nergisten daha hassas bence...
Bir dal üzerinde birçok dal şeklinde büyüyor ve papatyanın bir tekinin boynu kırılınca, yavaş yavaş tüm dalları ve kökünü çürütüyor :(
Bizim vermediğimiz değeri kendi dalı vererek; dalın kökü tıpkı çocukları gibi üzerinde taşıdığı çiçeklerden birinin canı için kendi canını verebiliyor...
Papatyaları sevelim...
(Bu hikaye sadece papatya değil, bir hayat hikayesidir...
Thetis Eyirhab
Bir dostum demiştiki;
''Hayattta başına gelmesini ve gelmemesini istediğin nedir''?
AŞK demiştim...
''Saçmalama'' demişti, ama öyleydi benim için...
Göklerde, coşku, sevinç, mutluluk şarkıları söyleyerek uçarken, kanatlar yorulup yere çakılınca,(sonsuza dek kanat çırpamazsınız) acı ve ıstıraba dayanamayacak kadar zayıf olduğumu, anlayamayacak kadar yüzeysel, basit, sıradan bakıyordu hayata...
Turan Gülyol
AŞK demiştim...
''Saçmalama'' demişti, ama öyleydi benim için...
Göklerde, coşku, sevinç, mutluluk şarkıları söyleyerek uçarken, kanatlar yorulup yere çakılınca,(sonsuza dek kanat çırpamazsınız) acı ve ıstıraba dayanamayacak kadar zayıf olduğumu, anlayamayacak kadar yüzeysel, basit, sıradan bakıyordu hayata...
Turan Gülyol
Boş versene...
Aşık Olmayalım Birbirimize! Konsere Gidelim Maça Gidip Küfür Edelimm Uçurtma Uçuralım Kumsalda Uzanıp Deli Gibi İçelim Gecede Yıldızlara Bakabiliriz. Mesela Bisikletle Gezerken Bir yerde Durup Oturalım O Sırada Yağmur Yağsın Sırılsıklam Olalım Sonrada Birbirimize Sarılarak Gidelim Balıp Tutup Tekrar Denize Atalım Boşver Aşık Olmayalım Biz Aşk Korkutucu! Beraber Eglenelim En iyisi sonra Dısarıda gece geç Saatlere Kadar Gezelim Tamam Adı Aşk Olmasın Ama Hep Benimle Uyu!
10 Mart 2012 Cumartesi
Bülent Başelli...
Resme baktığımda küçüklüğümde eğlence panayırları gelirdi .Balonculara amca şu uçan balonları serbest bıraksana çok sıkılıyorlar.Ağzımın payını alırdım ama terbiyemin müseade ettiği kadarda cevap verirdim.Buna rağmen ücretsiz balonu kapardım.
4 Mart 2012 Pazar
HAYAT BIZIM ICIMIZDE... / Thetis Eyirhab
Bir dalga sesinde, bir isik huzmesinde, bazen deniz tadinda bir gozyasi tanesinde, bazen iki dudagin birlestigi � ukurdaki guluste... hatta bir karincanin adimlarini izlerken, veya hayallerini gercek piriltilarla susleyen bir siluette... 'HAYAT' herseyin, Hersey 'hayat'in icinde... HAYAT BIZIM ICIMIZDE...
Umarim anlatabilmisimdir, sizin gibi bir ustadin karsisinda nacizane fikrimi... Thetis Eyirhab :)...
Bence renkler degil zihnimizi aldatan, aslinda zihnimizdir renklerle oynayan... Goz gormek istedigini gorur, Zihnimiz nasil gormek istiyorsa oyle bakar. Kirmizi bir gule dokunan sari-yesil bir kussa baktigimiz, Zihnim bana ayni zamanda; diger cicekleri, gun isigini, henuz acmamis bir diger tomurcugu, hatta gunun hangi zamanini anlattigini, kusun ne hissettigini, icindeki kipirtiyi ve daha bircok seyi bile gosterebilir... ruhumuzdur, gorme ve bakma acimizi ayarlayan, gozlerimizi 'bir Gorunmez'in gorunenleri'ne' acan...
2 Mart 2012 Cuma
Uyumsuzluğun uyumu/ HASAN IŞIK
Uyumsuzluğun uyumunu yaşamayı seviyorum, aslında bu özelliğimi zamansızlığımdan keşfetmiş bulunuyorum zaman zaman çorabımın tekini bulamayıp ayrı çiftler giyerek değişik desen ve renkleri bir arada tutmayı seviyorum. Uyumsuzluğun uyumunu anca renklerin uyumuyla dengede tutabilirsiniz renkler birbirine uyumlu olduğu sürece aykırılık asla göze çarpmaz, buna dayanarak birbirinden farklı terlikler tasarladık,çiftlerin birbiriyle alakası yok fakat renk uyumu olduğu için uyumsuzluğun uyumunu yakalamış oluyoruz...
15 Şubat 2012 Çarşamba
4 Şubat 2012 Cumartesi
3 Şubat 2012 Cuma
26 - ABLAMIN BANA YAZDIĞI... TEŞEKKÜR EDERİM.
"Bitti denen yerden başlamak" yerine "Bitirmeden devam etmeyi" öğrenmek... Hepimiz yaşamımız boyunca her gün yeni şeyler öğreniyoruz,zaman zaman hepimiz hatalar yapıyoruz eyer hatalarımızla yüzleşmekten korkmuyorsak,kaçmıyorsak aksine hatalarımızla savaşıyorsak bu bile büyük bir erdemdir. bu gün 51 yaşındasın hayat sana bir sürü şey öğretti hepsini yaşayarak, hepsi icin bedeller ödiyerek öğrendin. Sevdiklerini cok sevdin,ama karşılığında ne kadar sevgi aldın bunu sen biliyorsun.Hayat bu!!!Kime neyi öğretti bilinmez.Hepimiz yaşamımız boyunca her gün yeni şeyler öğreniyoruz ve zaman geçtikçe yaşlandıkça öğrenip, tanıyoruz en yakınlarımızı bile... Biliyormusun aslında sadece seni seviyorum diyenler zarar veriyor,üzüyor ve yaralıyor. Birini affedememenin,kırgınlığını
23 - Paranın satın alamayacağı şey yoktur her şeyin fiyatı vardır diyorsanız İlkelerinizi kaybetmiş sayılırsınız... oysa onurunla, kimliğinle, üreteceksin, seveceksin, sevileceksin, İnançlarının arkasında duracaksın, seni ayıran özelliğini farkına varacaksın... nazardan korunmuş insan olacaksın, her şey para değildir.
22 - Kadın su gibi hayattır, çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor. Yemek yemek, su içmek bile. Bir kadının elinden içtiğiniz suyla, kendi kendinize bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz? Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız, ne yazık ki yaşamıyorsunuz.
21 - Çılgın Kadın neler yapabileceğini erkek aklı hayal bile edemez. Yaratıcılığının sınırı yoktur. Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler. Hoyratça harcamaz yaratıcılığını. Sadece erkeğine saklar. Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir. Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır.
20 - Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz. Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır. O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez. Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açmaz. Yalnızlık onun sığınağıdır. O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir. Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.
19 - İçinde her zaman sevgiyi taşır. Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay kıramaz. Zor sever ama tam sever. Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için yüreğinin kabul ettiğini, beyninin de kabul etmesi gerekir. Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız. Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz. Ancak beyninde yer etmemişseniz her an terk edilebilirsiniz. Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette. Bunun nedeni ise engelleyemedikleri “acımak” duygusudur.
18 - Kadın güçlüdür hatta erkeklerden çok daha güçlüdür. Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez. İster ki, erkek göstersin gücünü. İster ki erkeğin gücü kendisine huzur versin. Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile erkeğin yapmasını bekler. Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir. Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz. Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.
08 - Seni sadece sen anlarsın herzamanki gibi, hayallerinle başbaşa kalırsın oysa ne güzeldir yaşamı birlikte göğüslemekte, el ele yürümekle, sabah gülerek günaydın demekle, akşam olunca özlemek iyi akşamlar hayatım diyebilmekle, ne kadar sıradan şeylerdir aslında deyip geçmeyin, hayatın gerçek anlamı ve değerleri bunlardır.
03 - Kar da bembeyaz üstünü örtse...
Hayat gittikçe kirleniyor, unuttuk kim olduğumuzu ,ne olduğumuzu, nereden gelip nereye gittiğimizi, cüzdanlarıyla ölçülüyor, aşklar bir gecelik ilişkiler kadar değersiz, kara bir leke taşıyor yarına, eski incelikler kalmadı, unutulmuş dostluklar üşütüyor yüreğimizi, yakışmıyor sesimize sözcükler tıkanıyor, kimse kimseyi anlamıyor kimse kimseyi dinlemiyor, kirli bir kefen örerek cesetlerimize umutları da kirletiyoruz sorgular bırakarak çocuklarımızın geleceğine utançla bakarak.
2 Şubat 2012 Perşembe
01 - Beni en çok kahreden hatalarım...
Ömrüm boyunca çok hatalar yaptım, sonuçlarından çok dersler aldım... Bazen azaldım, bazen çoğaldım, çoğalttım... Hatalarımla hayattan koptum yeri gelince, yeri gelince hatalarımla hayata tutundum... Hayatı öğrendim düşe kalka... Yaşayarak öğreniyor insan... Hataları ve doğruları yaparak öğreniyor hayatı, ve hayata dair herşeyi... Kendini ve karşısındakileri bu hatalar ve doğrular ile tanıyor, Özellikle sevdiğim kişilere karşı yaptığım iyi niyetli hatalarım... Sevdiklerimi üzdüklerim... Destek olayım derken yanlışlarım, Sebepleri en başta sevgim... Sonrasında bazen iyi bazense kötü sonuçlar doğuran empati yeteneğim... Olan olmayan her türlü olasılığı zihnimde ve duygularımda yaratabilme, yaşayabilme özelliğim... Sonrasında bazen o olasılıklar arasında yanlış olanlardan birini seçme ihtimalim... Bir anlığına da olsa karşımdaki gibi düşünme, hissetme çabam... Beni en çok kahreden hatalarım... İstesem de çoğu zaman engelleyemediğ im, çünkü sevgimin getirisi olan hatalarım... Ömrüm boyunca hatalarımla, özellikle iyi niyetli hatalarımla üzüp yaraladığım herkesten özür diliyorum... Ve inanıyorum ki çoğu bu hataları niye yaptığımı biliyordur... Biliyorlardır ki hatalarımın esas sebebi onları kendimden önce tutuşum, ve yaralasam bile kendimden korumaya çalışıyor oluşumdur... Sevgi söz konusu oldu mu herşey mübah olur bende...Ben hatalarıyla çoğalan, büyüyen biri..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)