Bu anlamda ve manada biz her Şeyiz.
12 Kasım 2011 Cumartesi
06 - Biz her Şeyiz
Bu anlamda ve manada biz her Şeyiz.
10 Kasım 2011 Perşembe
7 Kasım 2011 Pazartesi
03 - Ve sınavın konusu sevgidir.
İnsanin kendinden kendine olan ve istisnasız her hücresinde ve boyutunda farkında Olduğu Bir sınavdır.
Ve sınavın konusu sevgidir.
Sevgi; kendini ne kadar sevdiğinin hissedisidir.
“Kendini” bulmak için veya bilmek için veya gerçek kılmak için neleri; kendinden başka bırakabileceğinin liyakatidir.
Liyakat; insanin sadece ve sadece “kendisi” Olduğunda geçebileceği veya aşabileceği Bir bilinç eşiği Olduğundan; neredeyse kılıçtan keskin köprülerden, iğne deliklerinden ve de atom altı kuantum alanından; yani yoktan “Kendini” yeniden var etmektir. Bu ancak ve ancak bir insanin kendisi için yapabileceği ve liyakati insan bedeninde görülüp hissedilerek onayı verilebilecek bir haldir.
02 - Biz sevginin ne olduğunu bilenleriz.
Tüm bu yaşadıklarımın içinde Ask ve sevgi nerede?
Yaşananların içinde Ask, sevgi, neşe yok ise; inanın An’lar boşunadır. Yaşanmamıştır.
Ne Siz, ne An, ne O; gerçek Olmamıştır.
Biz sevginin ne olduğunu bilenleriz. Çünkü arayanlarız.
Yaşantımızda artık “Sevgi” Olmayanlara hayır dediğimiz zaman; sevgi bizim içimizde ışımaya başlar ve bizim için sevginin bir sure içimizde pırıldamasına ve Ruhumuzu kamaştırmasına izin verdiğimizde ve bu izin verişte bir müddet durabildiğimizde artik hiçbir şey eskisi gibi olamaz.
İllüzyon dağılır.
Ve dağılan illüzyonun yerine “kendimiz” Olan sevgi tamamen dolar.
Dolan sevgi bir sure sonra tasar ve sevginin ve aşkın yansıması tüm evrenlere yansır ve Evrenleri ve Âlemleri de asar.
Aşkın Oluruz
01 - Arayan “Sensin”
Ve ilk “Nedendir”.
Ve Neden; sadece ve sadece İnsanin; “Kendisidir”.
Savaşa cehalete zulme
Ve zihnine dolanan sefilliğe
Ve insanin Gaflet uykusuna
Rağmen…
Kalabalıkların karanlığı
Eriyebiliyorsa yüreğinin kuytularında…..
Ve Sessizce Yürüyebiliyorsan “Kendine”
Ve “Nedenin”
Sadece ve sadece SEVGIYSE
Beklediğin
Ve özlediğin
Ve “Nedenin”
Ebedi Şafaklarda ışıyan
“Sensin”
31 Ekim 2011 Pazartesi
33 - Kadın dünyası içine kapatılan kadınlar...
Erkeğin elinde tuttuğu ve ta çocukluğundan beri tanıdığı ayrıcalık şudur: insan olma eğilimi, erkeklik yazgısıyla çatışmamaktadır. Erkeklik organıyla aşkınlık özdeş sayıldığı için, toplumsal ya da zihinsel başarılar ona erkekçe bir etki gücü sağlamaktadır. Varlığı birkaç parçaya bölünmemiştir. Oysa kadından, kadın olabilme üzerine ken...dini hem bir nesne hem de bir av haline getirmesi, yani yüce, egemen bir varlık olma hakkından vazgeçmesi istenmektedir. Erkeğin boyunduruğundan kurtulmuş kadının durumundaki başlıca çelişme budur. Varlığını sakatlamamak istemediği için, kadınlık rolünü benimsemeye yanaşmamaktadır. Oysa kadınlığını reddetmek de varlığını sakatlamaktır. Erkek, cinsi erkek olan bir insanî varlıktır; kadın aynı biçimde cinselliğini kabul etmiş insanî bir varlık olduğu an erkeğe eşit, eksiksiz bir birey olabilir. Kadınlığından vazgeçmek, insanlığın bir yanından vazgeçmesi demektir. Kadın düşmanları, kafalı kadınların “kendilerini ihmal ettiklerini” söylerler; oysa bunu onlara kendileri salık vermiştir. Bizlerle eşit olmak istiyorsanız, yüzünüzü, gözünüzü, tırnaklarınızı boyamaktan vazgeçin demişlerdir. Gerçekte bu öğüt tepeden tırnağa saçmadır. Kadınlık dediğimiz şey, tören ve modalarla yapay bir biçimde belirlendiği için, kadına dışarıdan zorla kabul ettirilmektedir, öyle ki kadınlık ölçüsü en zıt uçları birleştirecek biçimde gelişip erkeklerinkine iyiden iyiye yaklaşmaktadır. (…)
(…) İnsanoğlu, herkesçe kabul edilmiş yasaların dışına çıktığı an bir başkaldırıcı haline gelir. Göz çağırıcı biçimde giyinen kadın, alçakgönüllü bir tavırla, yalnızca beğenisine ayak uydurduğunu söylerken yalan atmaktadır; salt keyfine göre giyinmenin aşağılayıcı olduğunu çok iyi bilmektedir. Buna karşılık, çarpıcı bir görünüş almaktan kaçınan kadın da, genel kurallara uymaktadır. Gerçekten etkili eylemi dile getiremiyorsa, herkese meydan okumak, herkesten başka olmaya özenmek, son derece yanlış bir hesaptır: insan o zaman umduğundan daha çok vakit ve güç harcar. Herkesin dikkatini üstüne çekmek, toplum içindeki değerini düşürmek istemeyen kadın, kadınca yaşamalıdır: çoğu kez meslekî başarısı bile buna bağlıdır. Ancak erkek için uyumculuk (conformisme) son derece doğal olduğu halde -bütün âdetler, özerk ve etkin birey olarak onun ihtiyaçlarına göre ayarlanmıştır çünkü- tıpkı onun gibi bir özne, bir etkinlik olan kadının, kendisini edilgenliğe mahkûm eden bir dünyada akıntıya kapılıp gitmesi gerekmektedir. Bu, öylesine ağır bir köleliktir ki, kadın dünyası içine kapatılan kadınların, bu dünyanın önemini alabildiğine abartmışları: süslenmeyi, ev işini son derece güç sanatlar haline getirmişlerdir. Erkeğin giyimine kuşamına özenmesi gerekmez; bu giysiler rahat, etkin, yaşama uygundurlar, bin bir titizlikle seçilmeleri zorunlu değildir; kişiliğin küçük bir parçasıdırlar, o kadar: ayrıca hiç kimse erkekten üstüne başına bakmasını istemez; iyi yürekli ya da ücretli bir kadın onu bu yükten kurtarmaktadır. Kadınsa, dışardan bakan gözlerin, kılık kıyafetiyle kişiliğini birbirinden ayırmadıklarını bilmektedir: giyim kuşamına göre yargılanmakta, sayılmakta ve arzulanmaktadır. Giysileri daha başından yarı kötürüm etmiştir onu ve çağlar boyunca hep böyle dayanıksız olagelmiştir.
Simone De Beauvoir / Kadın (İkinci Cins)
28 Ekim 2011 Cuma
31 - Az unutup çok hatırlayan delirir.
Hiç unutmayıp hep hatırlayan delirtir.
Toplum kişiliklerle olur, kişilerle değil.Yanıtlarından önce soruları bağlar kişiyi.
Alışmak, ölümün en küçük ama en sürekli ve en tehlikeli bir parçasıdır.
İnsan, doyduktan sonra da yiyen tek yaratıktır.
Kişilerin geldikleri yer, toplumların gittikleri yön önemlidir.
Bilmiyorum demesini de biliyorsan yanıtlayamayacağın soru yoktur.
Toplum kişiliklerle olur, kişilerle değil.Yanıtlarından önce soruları bağlar kişiyi.
Alışmak, ölümün en küçük ama en sürekli ve en tehlikeli bir parçasıdır.
İnsan, doyduktan sonra da yiyen tek yaratıktır.
Kişilerin geldikleri yer, toplumların gittikleri yön önemlidir.
Bilmiyorum demesini de biliyorsan yanıtlayamayacağın soru yoktur.
(Aforizmalar)
Özdemir Asaf / Felsefi Derinlikler
Felsefe Kulübü
27 - DÜŞÜNCELER / Epiktetos
''Sana senden gelmemiş olan hususiyetlerle asla övünme. Bir at, gururla:"ben güz...elim" dese buna tahammül edilebilir. Fakat sen böbürlenerek "güzel bir atım var!" dersen bilki güzel bir ata sahip olmakla övünüyorsun. Bunda sana ait olan nedir? hayalgücünü kullanman! bunun için muhayyileni kullanırken tabiatı kolla. İşte o zaman kendindeki meziyetle övünebilirsin.
Felsefe Kulübü
25 - İnsanlar gider şarkıları kalır
şarkılar var uzun
yüzyıllar dolanır
şarkılar v...ar kısa
söylendiği yerde kalır
şarkılar var benim şarkılarım
söyletmezler içimde kalır.
24 - Çirkin kadın yoktur,
Güzel görünmesini bilmeyen kadın vardır.
Kötü çocuk yoktur, kötü terbiye edilmiş çocuk vardır.
Şefkatsiz insan yoktur, annesiz insan vardır.
Başarısız insan yoktur, pes eden insan vardır.
İhtiyaç yoktur, istek vardır.Fakirlik yoktur, doyumsuzluk vardır.
Suda boğulmak yoktur, yanlış gemide bulunmak vardır...''
Tolstoy
Kötü çocuk yoktur, kötü terbiye edilmiş çocuk vardır.
Şefkatsiz insan yoktur, annesiz insan vardır.
Başarısız insan yoktur, pes eden insan vardır.
İhtiyaç yoktur, istek vardır.Fakirlik yoktur, doyumsuzluk vardır.
Suda boğulmak yoktur, yanlış gemide bulunmak vardır...''
Tolstoy
24 Ekim 2011 Pazartesi
23 - Örgü Baharatı...
Örgü bildiğiniz gibi (0) ve (1) den oluşuyor secme hakkınız olsa idi hangisini secerdiniz sıfır mı birimi sanırım tabiki (1) ri isterdik (0) çûnkû sempati taşımıyor kim sıfırı isterki ama bir gercek var ki bir numarada olsak ve istesek o sıfırıda hayatımıza katmamız gerekecek çünkü hayatörgüsü (0) ve (1)den ibaret, hayat ba böyle birşey, önemli olan (0)ve(1)leri bir denge sağlamaktır o zaman yaşam baharatlanır.
20 - ÖRGÜ YA SIFIR YADA BİR DİR
Örgüde sevdiğim şudur: ya (0) yada (1) ile tanımlanır sistemde ortası yoktur yani (evet) (hayır) dır nayır bulunmaz. Örgü net sözlerle konuşur hata kabul etmez her nokta bilinçli önem taşır
unutulan her nokta dokumada yüzünüzü kızartır (tabi ki o yüz varsa) dikkatsizliği, bilinçsizliği, özel hayatınızın problemlerini, kabul etmez keskin bıçaktır af etmez, iki alternatifiniz vardır ya (0) yada (1) dir, hayatınızda bunu çözdüğünüzde sağlam bir karaktere sahip olacaksınız çünkü yaşam tarzınızda orta çizgi olmayacaktır ya evet ya hayır dır kararlılık belirleyecektir.
Hayatınızı bu şekilde belirlerseniz atığınız her adım ve koyduğunuz her nokta şahsiyetinizi olgunlaştıracaktır artık ortası yoktur yüzmeyeceksinizdir tutunacak şahsiyet taşıyan bir dalınız olacaktır, örgü disiplinini ve ruhunu anlayan yoluna devam anlamayan geçmiş olsun der ve devam etmeye bir anlamı yoktur, çünkü örgü senden saygı bekler saygın yoksa ondanda bekleme.
Hepinize iyi Örgüler.
Hayatınızı bu şekilde belirlerseniz atığınız her adım ve koyduğunuz her nokta şahsiyetinizi olgunlaştıracaktır artık ortası yoktur yüzmeyeceksinizdir tutunacak şahsiyet taşıyan bir dalınız olacaktır, örgü disiplinini ve ruhunu anlayan yoluna devam anlamayan geçmiş olsun der ve devam etmeye bir anlamı yoktur, çünkü örgü senden saygı bekler saygın yoksa ondanda bekleme.
Hepinize iyi Örgüler.
23 Ekim 2011 Pazar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)