22 Mayıs 2011 Pazar

05 - BU GÜN


Bugün yüzüne baktığınız kaç kişiyi gülümsettiniz? Sevinçli selamınızı ruhundan okuyan kaç kişi sesinizi duyma bahtiyarlığına erişti?


Kaç kişiyi bir yığın dert arasından çekip huzura çıkardınız?
Tebessümü esirgemeyin!
Tebessüm bedava iyiliktir; üstelik çok değerlidir. Şu an yüz hatlarınız nasıl?


Kendinize gülümseyin. Çiçeklere gökyüzüne duvarlara ve insanlara gülümseyin.



Niçin gülümsemeliyiz?
İçimizdeki iyiliği, güzelliği, sevinci göstermek için… Bunlar Rabbimizin bize çok önemli nimetleridir. Onlara karşı bir başka teşekkür tebessümdür. Şükürdür. Zaten içinizde güzellikler varsa, dışınıza da ister istemez yansıyacaktır. Dışınızda gördükleriniz, içinizde gördüklerinizdir. İçimizde sevgiyi, sevinci, mutluluğu örmek varken neden somurtma sonucunu verecek olumsuzlukları biriktirelim.



Kaldı ki “tebessüm etmek somurtmaktan daha kolaydır. Ve daha az enerji gerektirir. Bir tebessüm için, 17 yüz kasının gerilmesi gerekirken, somurtuk kasta 43 kas gerilir.”
Güler yüz tevazuun habercisidir.


“Yaklaşabilirsiniz, yanaşabilirsiniz, içinizi açabilirsiniz” der size… Abus ve somurtuk bir çehre ise size uzunca bir fren mesafesi koyuyor demektir. Böyle birine karşı rahat olamazsınız. Aslında böyle biri, kendi iç dünyasında rahat değildir.


Mevlana Hazretlerinin dediği gibi, bir küp içindekini sızdırır dışına. Eğer içinde sirke varsa dışına o sızar ve üzerinde sinekler uçuşur. Küpün içindeki bal ise dışına elbette bal sızdırır ve üzerinde arılar uçuşur.


Kalbimiz, küp dediğimiz toprak kaptan daha şeffaftır. Kalbimiz de içindeki dışına sızdırır, yansıtır. Yüzünüze içinizdeki ballar sızsın.
Etrafınıza baldan anlayanlar toplansın. Böylece üzüntünün acılarını, mutluluğun lezzeti- ile gidermiş olursunuz.



BU GÜN


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder